Hep bir anlam ararız. Neden var olduğumuza, nereden gelip nereye gittiğimize dair.
İnsan bilinçle lanetlenmiştir bir nevi çünkü diğer canlılarda bir varoluş sorgulaması
yoktur. Antik Mısırlılar Nil’in bereketli mucizesini keşfettikten sonra hayatlarının
anlamını ona bağladılar. Nil’in taşkınları ya da kuruması, Nil’deki canlılar Antik
Mısırlıların bu dünya, öteki dünya ve yeniden doğuşa dair varoluşsal
sorgulamalarının, inançlarının ve hayatlarının merkezi oldu. Nil olmasaydı ne Antik
Mısır ne de mitolojisi olurdu.
Catherine Chambers, Kronik Kitap’tan çıkan Antik Mısır Mitolojisi eserinde Antik
Mısırlıların tanrılarını, tanrıçalarını, kadim mitlerini anlatırken aynı zamanda Antik
Mısır Uygarlığı’nın gelişimini, zenginliklerini, Antik Mısır’ın idari ve ekonomik yapısını,
toplumsal sınıfları da detaylı bir şekilde sunuyor. Antik Mısır tanrıları günlük hayatla
oldukça iç içe geçmişti. Ra, her gün güneşin doğuşunu ve batışını sağlayarak yaşamı
devam ettirirdi. Büyü ve tıp, astronomi ve astroloji bir aradaydı. Antik Mısırlılar en
ufak işlerin bile kaydını tutmakla ünlüydü. Yazının mucidi, bilgelik tanrısı Thoth, hem
büyünün ve hiyerogliflerin (Eski Yunanca kutsal yazı demek) efendisiydi, hem de
devlet işlerinde çalışan kâtipler için kutsaldı, işe başlamadan önce ona dua ederlerdi.
Adalet tanrıçası Ma’at’ın mahkemelerde hâkime yol gösterdiğine inanılırdı. Kedilerin
bile tanrıçası vardı çünkü kedilerin kutsal olduğuna inanılırdı. Bastet, ev ve
doğurganlığı temsil eder, evleri kötü ruhlardan korurdu.
Antik Mısırlılar hayatı çok seven insanlardı. Bu yüzden ölümden sonra hayatlarını
aynı şekilde devam ettirmek için bu dünyadaki eşyalarını, hazinelerini, sevdikleri
hayvanlarını içeren büyük mezarlar inşa ettirdiler. Hayatı sevdikleri için ölümden
sonraki hayata kafa yormuşlar, ölülerini en özenli şekilde mumyalamışlardı. Öldükten
sonra yargılanmaya ve öteki dünyada kalbin ağırlığına göre uygun bir yere gittiklerine
inanıyorlardı. Hatta Firavun Akhenaton hükümdarlığı döneminde tektanrıcılığı, tek
tanrı Aton’a (güneş diski) tapınılmasını emretmiş, diğer tapınakları ve kültleri
kapatmış veya baskılamıştı. Bazı tarihçilere göre, Antik Mısır mitolojisi bu yönleriyle
Semavi dinlere ilham vermiştir.
Böylesine gelişmiş ve büyük bir uygarlığı yalnızca mumyalara, büyüye, gizemlere ve
doğaüstü olaylara indirgemek doğru değil elbette. Antik Mısır, astronomi, matematik,
mimari, tıp, sanat ve ticarette son derece ileri bir toplumdu. O zamanlar doktorların
kullandıkları aletleri tapınak duvarlarına kazımışlardı ki günümüzde aynı medikal
aletler kullanılıyor. Antik Mısırlıların tasarladıkları mobilyalar hâlâ asaletini ve işlevini
koruyor.
Çeviren: Bahar ÇETİNER
Kaynakça
Chambers, Catherine, Antik Mısır Mitolojisi, Kronik Kitap,2025