Köleliğin Evrimi: Çağdaş Dünyada Modern Kölelik

Tarih:

 

Kölelik, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana tüm toplumlarda çeşitli şekillerde varlık göstermiştir. Zamanla, farklı hukuki ve idari düzenlemelerle, dini yaklaşımlarla ortadan kaldırılmaya çalışılsa da kölelik gerçekte hiçbir zaman tamamen sona ermemiştir. Aksine, kavram zaman içinde genişleyerek, mülkiyet ilişkisine dayalı klasik kölelik anlayışının ötesine geçip insan kaçakçılığı, zorunlu çalıştırma ve borç köleliği gibi farklı biçimlerde varlığını sürdürmüştür. Bu genişlemenin bir sonucu olarak kölelik kavramı zamanla modern kölelik olgusuna dönüşmüştür.[1] Kölelik, uzun süre boyunca insan kaçakçılığı ve zorunlu çalıştırma kavramlarıyla aynı anlamda kullanılmıştır. Bazı araştırmalar, köleliği ülke sınırları içinde tanımlayarak zorla çalıştırmayla özdeşleştirmiştir. Her iki yaklaşımın da tarihsel olarak ortak noktası, sürecin şiddet üzerine kurulmuş olmasıdır.[2] Zamanla egemen liberal yaklaşım, köleliği siyasi iktidarların toplum üzerindeki baskısının bir sonucu olarak değerlendirmiş ve insanların kendilerini köle olarak satmayacağını savunmuştur. Buna karşın Marksist bakış açısına göre, emek, geçimini sağlamak amacıyla üretim sürecine dahil olduğu andan itibaren kölelik konusu haline gelmektedir. Bu bağlamda, ücretli çalışma emeğin hayatta kalabilmek için gücünü sermayeye sunmasından başka bir şey değildir.[3]

 “Transatlantik Köle Ticareti ‣ Bi’nevi Gazete Transatlantik köle ticareti”.

Kölelik, insanlık tarihinin en karanlık ve utanç verici olgularından biri olarak varlığını sürdürmüş ve milyonlarca insanın hayatını derinden etkilemiştir. Zaman içinde köleliğe karşı verilen mücadeleler sonucunda yasal kölelik birçok ülkede kaldırılmış, özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda kölelik karşıtı hareketler başarıya ulaşmıştır.[4] Ancak, köleliğin tamamen sona erdiği düşüncesi oldukça yanıltıcıdır. Günümüzde modern kölelik adı verilen yeni bir sistem, daha gizli ve karmaşık yollarla devam etmektedir. Bu yeni kölelik biçimleri, artık zincirler ve açıkça görülen zorlama yöntemlerinden çok, ekonomik baskılar, borç esareti ve zorla çalıştırma gibi daha sofistike yöntemlerle ortaya çıkmaktadır.

Modern kölelik, tarihsel kölelikten daha geniş bir kavramı kapsar. İnsan ticareti, cinsel sömürü, çocuk işçiliği ve göçmen emeğinin istismarı gibi olgular, bu yeni kölelik türünün başlıca unsurlarını oluşturur. İnsan ticareti, özellikle kadınlar ve çocukların kaçırılarak cinsel sömürü veya zorla çalıştırılmaları şeklinde karşımıza çıkar.[5] Cinsel sömürü, modern dünyanın en yaygın suçlarından biri haline gelmiş ve küresel bir sorun olarak toplumların karşısına çıkmıştır.[6] Aynı şekilde, çocuk işçiliği, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde hala devam eden bir problem olarak, çocukları eğitim ve sağlık gibi temel haklarından mahrum bırakmaktadır. Göçmen emeğinin istismarı da modern köleliğin önemli bir yönünü oluşturur. Yoksul ülkelerden daha iyi bir yaşam umuduyla göç eden bireyler, birçok kez düşük ücretlerle zorla çalıştırılmakta, kötü çalışma koşullarında çalışmaya mecbur bırakılmakta ve özgürlükleri ellerinden alınmaktadır.[7] Özellikle tarım, inşaat, madencilik ve hizmet sektörlerinde göçmen işçiler bu tür istismarlarla karşı karşıya kalmaktadır. Çoğu zaman bu işçiler, çalışma izni, sağlık hizmetlerine erişim ve yasal koruma gibi haklardan mahrum bırakılmakta ve yaşamları büyük bir belirsizlik içinde sürmektedir. Günümüzde modern köleliğin bu denli yaygınlaşmasının temelinde, küresel ekonomik sistemin derinleşen eşitsizlikleri yatmaktadır. Yoksulluk, eğitim eksikliği ve işsizlik gibi faktörler, savunmasız bireyleri modern kölelik tuzağına çeken başlıca etkenlerdir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, bireylerin yaşamlarını sürdürebilmek adına borçlanmaları ve ardından borçlarını ödeyebilmek için kötü koşullarda çalışmaları, modern köleliğin daha derinleşmesine yol açmaktadır. Borç esareti, bireylerin borçlarını ödeyebilmek adına özgürlüklerinden ve temel haklarından feragat etmek zorunda kalmalarına neden olan bir sistemdir ve modern köleliğin en gizli biçimlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, geleneksel kölelik kavramları, modern köleliğin karmaşıklığını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Bugün kölelik, sadece bireyin fiziksel olarak zincirlenmesiyle değil, ekonomik ve sosyal zorunluluklar altında özgürlüğünün kısıtlanmasıyla kendini göstermektedir. Modern kölelik, bireyin özgürlüğünü ve temel insan haklarını tehdit eden çok yönlü bir sorundur.[8] Bu nedenle, modern kölelikle mücadele etmek için daha kapsamlı ve küresel yaklaşımlar gerekmektedir. İnsan hakları örgütleri, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar, modern kölelik biçimlerinin farkına varmalı, bu sorunla mücadele için daha etkin politikalar ve çözümler üretmelidir. Aslında modern kölelik, bireysel bir kavram olmanın ötesinde toplumsal ve ulusal bir olgudur.[9] Bu durum, köleliğin sadece bireylerin yaşamlarını etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda ulusların ekonomik ve sosyal yapıları üzerinde derin etkiler yarattığını göstermektedir. Modern kölelik, emperyalizmin ve sömürü sistemlerinin etkisiyle uluslararası bir boyut kazanmıştır; bu da, bir ulusun kaynaklarının diğer uluslar tarafından istismar edilmesine olanak tanımaktadır. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin doğal kaynaklarını ve iş gücünü sömürdüğü bu sistem, toplumların ekonomik ve sosyal haklarının ihlal edilmesine yol açmaktadır.

Afrikalı esirlerin bir köle gemisine bindirildiği gösteriliyor. Kaynak: Print Collector/Getty

Gelişmiş ülkelere, az gelişmiş ve gelişmemiş ülkelerden gelen beyin göçü, uluslararası modern kölelik biçimleri arasında dikkate alınması gereken önemli bir olgudur. Bu durum, yetenekli ve eğitimli bireylerin, daha iyi yaşam koşulları ve kariyer fırsatları arayışıyla kendi ülkelerinden ayrılmalarını içermektedir. Ancak, bu süreç, aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerin beyin gücünün kaybına yol açmakta ve bu ülkelerin kalkınma potansiyellerini zayıflatmaktadır. Gelişmiş ülkeler, bu nitelikli iş gücünü çekerek kendi ekonomik ve sosyal yapılarını güçlendirmekte, böylece küresel iş gücü dengesizliklerini derinleştirmektedir. Beyin göçü, bu açıdan bakıldığında, yalnızca bireylerin kendi iradesiyle yaptığı bir seçim değil, aynı zamanda daha geniş ekonomik ve sosyal dinamiklerin bir sonucudur. Az gelişmiş ve gelişmemiş ülkelerdeki eğitim sistemlerinin yetersizliği, ekonomik fırsatların sınırlılığı ve siyasi istikrarsızlık, bu bireyleri gelişmiş ülkelere göç etmeye zorlamaktadır. Bu durum, o ülkelerin potansiyel liderlerini ve yenilikçi düşünürlerini kaybetmesine neden olurken, gelişmiş ülkelerde ise bu bireylerin yetenekleri ve becerileri, bazen düşük ücretlerle sömürülen iş gücüne dönüşmektedir.

Bu bağlamda, modern köleliğin ortaya çıkmasında, küresel ekonomik eşitsizlikler ve güç dengesizlikleri önemli bir rol oynamaktadır. Emperyalist ülkeler, kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda zayıf ülkeleri hedef alarak, bu ülkelerin kaynaklarını yağmalamakta ve insanlarını çalıştırmaktadır. Bu süreçte, işçilerin, göçmenlerin ve özellikle kadınların karşılaştığı istismarlar, sadece bireysel mağduriyetler yaratmakla kalmaz; aynı zamanda bu durum, toplumların sosyal dokusunu da zayıflatır.[10] İnsanların temel haklarına ve yaşam standartlarına yönelik bu tür ihlaller, toplumlar arası çatışmalara ve sosyal huzursuzluklara zemin hazırlar.

Kaynakça

Akgün, Erhan. “Modern Kölelik İnsan Ticareti ve Rakamlarla Türkiye Gerçeği”. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 22, sy 1 (2016): 157-82.

Amin, Samir. Emperyalizm ve eşitsiz gelişme. İstanbul: Yordam Kitap, 2018.

Arslan, Kahan Onur. “Köleliğin Evrimi ve Modern Devlette Görünümü”. MS thesis. Marmara Universitesi, 2022.

David K, Androff. “The problem of contemporary slavery: An international human rights challenge for social work”. International Social Work 54, sy 2 (2011): 209-22.

Güler, Mehmet Atilla. “Modern kölelik ve modern köleliğin görünümleri”. İş ve Hayat 1 (2015): 23-46.

Karaaslan, Muzaffer. “Kölelik Yasağının Tarihsel Gelişimi”. Yaşar Hukuk Dergisi 4, sy 1 (2022): 60-81.

Kudret, Hüseyin Ali, ve Semra Nubihar Mente. “Köleliğin Kılıf Değiştirmiş Hali: Modern Kölelik”. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 4, sy 2 (2022): 993-1066.

O’Connell Davidson, Julia. “Troubling freedom: Migration, debt, and modern slavery.” Migration studies 1, sy 2 (2013): 176-95.

Özer, Sevda. “19. Yüzyılda Mısır’da kölelik ve köle ticareti.” Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Dergisi 5, sy 1 (2007): 65-84.

Sayın, Hüdayi. “Modern Kölelik Olarak Meta-Göçmen İnsan Ticareti Üzerine Kavramsal Bir İnceleme”. Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 2, sy 2 (2018): 79-102.

Görsel: “Transatlantik Köle Ticareti ‣ Bi’nevi Gazete Transatlantik köle ticareti”. Erişim 14 Ekim 2024. https://binevigazete.com/koseyazisi/transatlantik-kole-ticareti/.

Dipnotlar

[1] Güler, “Modern kölelik ve modern köleliğin görünümleri”.

[2] David K, “The problem of contemporary slavery: An international human rights challenge for social work”.

[3] O’Connell Davidson, “Troubling freedom: Migration, debt, and modern slavery.”

[4] Özer, “19. Yüzyılda Mısır’da kölelik ve köle ticareti.”

[5] Sayın, “Modern Kölelik Olarak Meta-Göçmen İnsan Ticareti Üzerine Kavramsal Bir İnceleme”.

[6] Akgün, “Modern Kölelik İnsan Ticareti ve Rakamlarla Türkiye Gerçeği”.

[7] Kudret ve Nubihar Mente, “Köleliğin Kılıf Değiştirmiş Hali: Modern Kölelik”.

[8] Arslan, “Köleliğin Evrimi ve Modern Devlette Görünümü”.

[9] Karaaslan, “Kölelik Yasağının Tarihsel Gelişimi”.

[10] Amin, Emperyalizm ve eşitsiz gelişme.

Şerif Başaran
Şerif Başaran
Tarih ve iktisat alanlarında lisans eğitimini tamamladıktan sonra Iğdır Üniversitesi'nde iktisat tarihi alanında yüksek lisans tamamlamıştır. Şu anda iktisat tarihi üzerine çalışmalar yapmakta ve Iğdır Üniversitesi'nde görev almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar

Yazar Olmak İstiyorum

Yeni ve güçlü akademik kadromuzla yayın hayatına başlayan Republica, Sosyoloji, Felsefe, Tarih ve Politika alanlarında kalemini konuşturmak isteyen yazarlara kapılarını açıyor!

İlgini Çekebilir
SOCIUS

Neoliberalizmin Temel Argümanlarını Yeniden Düşünmek: Hayek’in İnsan ve Toplum Tasarısı Gölgesinde Günümüz Toplumu

Bu yazıda Hayek’in ünlü Bilginin Toplumda Kullanımı makalesinin bilgiye...

Kadın ve Cinsel Mitler: Yanlış İnanışların Gölgesinde

Cinsellik, insan yaşamının doğal ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Merak...

Tarih Felsefesi ve Metodoloji: Tarihselcilik Nedir?

Bir düşünme biçimi olarak ilk kez Wilhelm Dilthey (1833-1911)...

Emek ve Kimlik Sömürüsü: Karl Marx ve Jacques Rancière’den Hareketle Faşizmi Politikadan Atmak

Emek sömürüsü, işçi sınıfının üretimdeki merkezi rolünü görünmez kılarak...